Söz

Hobi,Elişleri,Gezi,Doğa,Yaşam,Sanat
Hobby,Handmade,Travel,Nature,Life,Art

HAYATIN CEPLERİNİ BİR SİLKELEYİN HELE,
NELER DÜŞECEĞİNİ BİLEMEZSİNİZ !

29.03.2013

Bir Kitabevi,Bir Sohbet

Annemin dün yine kafasına estiği gibi yaptığı gereksiz ve de memnuniyetsiz bir alışverişin sonucunda iade edemediğim
(ki en kısa zamanda --ihtiyaç sahibi bir vatandaşa verilmek üzere-  Koray Krşyk Bşk. sevgili Rukiye hnm.a teslim edilecektir)
koltuk değneklerinin daha kullanışlı olanını aramak üzere indiğim Kemeraltı'nda
(bizler nedense Kemeraltı'na gitmek yerine inmek deriz:))
1.Beyler sokakta ,yanlışlıkla girdiğim bir işhanı içersinde bir kitabevinin yan duvarında büyük bir resim gördüm.

.Ve hemen geçen günlerde internette gördüğüm bir yazı aklıma geldi,,,


Kapıda rasladığım hanımefendiye bu resmin 1930 tarihli olup Çanakkale savaşından olmadığını internette gördüğümü söyledim ve yukarıdaki yazıdan sözettim..
İçeriden nazik bir beyefendinin sesi yükseldi))
 "gel,gel,gel..."
Kapıdan başımı uzattığımda, kitabevi sorumlusu o nazik beyefendi zaman ayırıp işin gerçeğini anlatmaya başladı.
Her yanı kitaplarla dolu bir mabette, tarihin gizli kalmış gerçeklerini ,yapılan sahtekârlıklarını dinlemek büyük bir heyecan yarattı ve pür dikkat her sözü hafızama işlemeye çalıştım.
Özet olarak yazabileceğim ; ancak kendisinden söz aldım,eğer ki bu satırları okuyorsa ihmal etmeyeceğinden de eminim) bana mail ile anlattığı yaşanmışlıklarını gönderecektir..
Uzun süren sohbetimizde ilk sırada özellikle Çanakkale şehitlerini anma gününde internet dünyasında çokça dolaşan iki asker resmi; sonraki günlerde "bir tanesi benim babamdı" diyen bir zât'ın! yalanlarıyla karalanmaya çalışıldığı vardı.İşin gerçeği Çanakkale'de savaşmış bir Almanın çektiği(Emil Meinecke)

(daha sonra Nazi Almanya'sı adına savaşmak istemediğinden Kanada'ya kaçmış) 

ve torunu tarafından ortaya çıkarılmış fotoğraflardan biriydi.
Bu fotoğraflardan bir kısmı 5 Türk tarafından (binlerce lira verilerek) satın alınıyor ve biri hariç diğerleri stratejik önem taşıdığından Genelkurmay Arşivine teslim ediliyor..
Bu 5 kişi daha sonra , bu tek fotoğrafı hiç bir maddi kazanç beklentisi olmaksızın basın yoluyla halka sunuyorlar.
Meçhul Askerler çok ilgi çekiyor.

Beyefendi ; zaman içersinde bu fotoğrafı çoğaltıp satarak gelir elde eden kişilerle mücadelesinden söz ederken konu İzmir'in kurtuluş günlerine geliyor..
Kendi dedesinin Osmanlı dönemindeki savaşlarda açlıktan  at dışkısındaki arpaları yediğini anlatırken aynı öyküyü annemden dinlediğimi, büyük dedesinin Yemen'de askerlik yaparken bunları yaşadığını,7 sene esaretten sonra memleketine dönebildiğini anlattım.
Anneannemin 2.Beyler'deki evinin penceresinden, Rum Ortodoks Kilisesinin kubbesinin havaya uçmasını izlediğinden bahsettim,,
( İzmir 'e Türk askeri girdikten sonra korku içinde kaçışan halk kiliseye sığınmış ve Türkler kilise altına Lağım döşeyerek-patlayıcı-havaya uçurmuşlar)
Beyefendi hemen bir üst sokak olan 2.Beyler'in yan sokağında o zamanlar bir kilise olan yerde şimdi bir hamamın olduğunu söyledi..İlginç bir şekilde gelişen tarihi olaylar zincirinin bir halkasından diğerine koşarak ayakta devam ettiğimiz sohbet Manisa Mutasarrıfı Hüsnü'ye geldi dayandı,,en son Nedim Çakmak'ın yazdığı Hüsnüyadis Hortladı kitabından bahsederek bazı şahsiyetlerin kimliklerinden konuştuk,,(Arınç vak'ası))
konu ile ilgili diğer sayfalar:

Bu arada Hüsnüyadis'in hainliği sonucu yaşanan ve 86 yaşındaki bir Rum kadın tarafından anlatılan kız öğrencilerin hazin öyküsü ve daha pek çok ayrıntı  geldikçe yazıya eklenecek.

100 yıl önce bedelli askerlik konusu Meclis'te ele alınmış ve bana Meclis tutanaklarından bir yazı gönderdi
(Teşekkür ediyorum tekrar))

"Yer: Meclis-i Mebusan
Konu: Mükellefiyet-i Askeriye Kanunu Layihası
Tarih: 17 Teşrinievvel 1327 (30 Ekim 1911)
Toplantı (İçtima): 8
Oturum (Celse): 1
OHANNES VARTEKS EFENDİ (ERZURUM)
- Efendiler, herkesin malumu olduğu üzere, ulema ve ruhaniler, mütefekkir ve alimler nihayet herkes
askerlik vazifesinin mukaddes olduğuna bar bar bağırıyorlar.
Maatteessüf bu bar bar bağıranlar kitaplara yazanlar, kürsülerde vaız edenlerden hiçbirisi bu hizmet-i
askeriyenin mukaddes olduğunu şahsen ve fiilen göstermemişlerdir.
Şimdi zengin 50 lira verip kaçıyor.
O halde muharebeye kim gidecek?
Fukara, değil mi?
Ne için zenginlere, alimlere bu mukaddes hizmetten kaçmak için fırsat veriyorsunuz?
Ne için onlara bu mukaddes vazifeden bir hisse vermiyorsunuz?
Bu mukaddes vazifeyi yalnız fukaraya veriyorsunuz.
Bu nasıl adalettir, bu nasıl müsavattır? [1]"

Sohbetimizi bir başka zaman sürdürmeyi umut ederek ayrıldım,dinlenecek ,anlatılacak ,tarihin saklanmış pek çok gerçeği var,,edindiğim bilgileri yazıma ekleyeceğim,,kimlikler konusunda tereddütlerim olduğundan açıklamamayı uygun gördüm,ancak gerekli izinleri alırsam fotoğrafları satın alan kişilerden de söz etmek isterim.......

1 yorum :

tülin dedi ki...

Merakla beklemekteyim.