Söz

Hobi,Elişleri,Gezi,Doğa,Yaşam,Sanat
Hobby,Handmade,Travel,Nature,Life,Art

HAYATIN CEPLERİNİ BİR SİLKELEYİN HELE,
NELER DÜŞECEĞİNİ BİLEMEZSİNİZ !

3.11.2014

Tire 'de bir gün...

Basmane'den kalkan trenle Ege'nin şirin beldelerinden İzmir'in ilçesi Tire'ye doğru yolculuğa çıktık.Gar'da eski bir vagon ve lokomotif zamanın içinden kopup gelmiş gibi,, yolcuları gar restoranda molada olmalı ))...çekilen birkaç pozun ardından çalan düdükle yerlerimizi alıyoruz.
Gezimizi özellikle Salı gününe denk getirdik, meşhur Tire Salı Pazarını görmeyi, fotoğraflamayı hanidir arzuluyordum,hiç görmemiştim...

Aslında bu vagonla gitmek ne kadar keyifli olurdu kimbilir))
Yine de yolculuğu daha da tatlı kılmak adına bir kalp şeker aldım yanıma,,işin doğrusu Can da bu geziye katılacaktı ,son anda bir engeli çıktığından gelemedi;O'nun şekerini sakladım,,,, ))) 
Saatler geçtikçe şeker balık kuyruğuna döndü )))

Eski tren istasyonları perişan,,,kapatılmış metruk binalar..



Sonunda Tire'ye geldik,,2 saatlik bir yol..Şeker de bitti !

Ana caddeden merkeze,Cumhuriyet Meydanına yürümeye başladık.Tren bir hayli kalabalıktı,,ertesi gün yağmur geliyordu hava raporuna göre ve bugün de muhteşem bir gökyüzü altında keyifle gezmek için İzmir ve civar ilçelerden gelenlerle pazara doğru yola koyulduk..Bu arada tren yaşlılara 5 tl,,benim gibilere 6 tl...e olacak o kadar,gençlik başa bela ))

Cumhuriyet Meydanı ve Park

Pazar tüm şehre yayılmış,,her sokak rengarenk yiyeceklerle dolu...

Hiç bu kadar iri üzüm gördünüz mü ?

Çintaaaaaar !

Bamyeler o kadar iri ki; uzaktan gördüğüm tarihi bir minare ile boy ölçüşmeye kalktı)))))


Lahanalar "beni taşı" diyorlar ama ben yüz vermedim; hiç sevmem (

Ayşe Kadın Fasulyeye bayılırım,,ama Karşıyaka'da gerçeğini bulmak mümkün değil,,orada görür görmez anladım lezzeti ve kaçırmadım,aldım..
Daha sonra pişirdiğimde inanılmaz şeker lezzetini görmeliydiniz, yani tatmalıydınız,,,ama baharat eklemeden,tatlı haliyle,,muhteşem bir lezzetti...
ve ne ayıklarken ne de yerken hiç kılçığı yoktu !

Özel bir müze ...
Müzeyi gezmek istedik ama tadilattaymış,açıkçası sezon bitmeden tadilata giren yerleri hiç sevmem,ilgilenmedim de..

Ve benim aşık olduğum çiçek,Koyun Gözü'nün katmerli olanını gördüm,,yavaşça tohum çaldım )))

Öğleyin ;  tavsiye üzerine meşhur Tire köfte yemek için Hacı(!) ya gittik.Masalar hazırlandı,sipariş vermeden bir takım şeyler konuldu... 
Ve doğrusunu söylemek gerekirse sinirli bir etten yapılmış,soğuk bir köfte (!) yedim iki misli fiyata (( Çiğli Kipa'daki Tire köftecisini tercih ederim; hem eti ağızda eriyor,,hem de sıcak bakır sahanlarda servis yapıyor.Üstelik sıcak pide ile ve yarı fiyata......kısacası...hayal kırıklığı.. 
bir de yemeğin üstüne tatlı diye bizim sabah kahvaltısında yediğimiz,lor ve karadut reçelini önümüze koymazlar mı !
ekmeksiz yenmiyor elbet,,,neyse,,siz de öğrenin,bize öğrettiler,orada buna "tatlı" diyorlar !!! 
Sokakları gezmek ve yöresel zanaatkârları yerinde görmek hoşuma gitti...

kalaycı.. 
semerci.. 
keçeci... 
Böyle kendi halinde, tezgahı olmayan keçeciler yerine,,,
bölgenin sosyetik keçecisine daldık ne hikmetse...
Adam bir de Karşıyaka'ya çemkirmesin mi ? Gelmiş de, workshop yapacakmış da,yer göstermemişler,,,,,
sonuçta yaptığı ürünler uzun ömürlü değil,çok dikkatli kullanmak gerekiyor,kısa zamanda yıpranan bir tarz kullanıyor ince keçe işlerinde....
Ve hepsinde de aynı desen !  

Turistler çarıklara ilgi gösterdiler .. 
Bu minderlerden biri de benim totoda şu anda,,kalın olduğundan güzel ısıtıyor,(kombim bozuk-üşüyorum üç gündür((( 
Ah bir de Video çekmiştim,izleyelim :

                                

Ara sokaklara dalıp , Belediyenin verdiği broşürde yer alan Lamartine'nin evini bulmaya çalıştık..Müze Ev olduğu yazılıydı... 

Bula bula dört duvar ve tahta bir kapı ile levha bulduk.... 

Yandaki kahvenin sahibi bizi sandalye üstüne çıkararak duvarının beri tarafındaki rezaleti gösterdi: Müze Ev yerine sadece bahçe duvarı ve içeride mandıranın peynir tekneleri vardı !!!!
                                Belediyenin utanç duyması gerek...

Şehir güzel,,yeşili bol,temiz ve yüksek bina yok..

Bazı evleri özenle korunuyor gibi...

Ama bu araba tarihten bir parça,,çok eskiiiii ..

Çarşı içinde eski Han'lar var..
Çoğunun sadece kapısı ve birkaç duvarı kalmış..
                                 Kalan dükkanlar orjinalliklerini kaybetmiş...
                                                      Bakırhan gibi....

Uzaktan gördüğüm,bamyeyle boy ölçüşen Minare işte bu )) 
Bu Han'ların bazılarında yöresel bir dokuma olan Beledi 'yi işleyen tezgahlar ve ustalar var... 

Beledi dokuması

..bir saatçi dükkanı...çok komik ))

Tire Müzesi şaşırtıcı derecede zengin,,,
Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzelerini gezdik,fotoladık,,,,,bahçesinde de bir hayli eser vardı...


Mezar başları: STEL'ler



İlk kez pişmiş topraktan bir Lahit gördüm...


Ölüme inat Yaşam.....
Bir Lahitte yeşeren fidan !!!!

Osmanlı mezar taşları..
Bebek Lahiti...

Stel'ler...

Etnoğrafya Müzesi...


Sıra Kent Müzesinde....

Burası bağışlarla zenginleşmiş bir müze ve halen yaşamakta olan ya da ölmüş usta va zanaatkârların mumyalarıyla kendilerine ait tezgah ve ekipmanların sergilendiği bir yer...


Torna tezgahı

yorgancılık..

Hamam'ı çok bolmuş bu bölgenin..


1940'lar


Eczane'den....
Terzi Diploma ve eşyaları....

Kunduracı...

Belediye orkestrası...

Çocukluğumun büfelerinden )))bizim de böyle bir tane vardı,,daha sonra babamın annesi içinde tavuk besledi... (((

Kamçılar...

Karasaban...

Ahşaba gömülü çakıl taşları....


Akşam 18:00 trenine binmek üzere İstasyona geri döndük,,,

Eve dönerken gün batıyordu ve uykumuz gelmişti,,kalabalık içinde sallana sallana İzmir'e döndük.....))) 

Foto rhr&ss

Hiç yorum yok :