Söz

Hobi,Elişleri,Gezi,Doğa,Yaşam,Sanat
Hobby,Handmade,Travel,Nature,Life,Art

HAYATIN CEPLERİNİ BİR SİLKELEYİN HELE,
NELER DÜŞECEĞİNİ BİLEMEZSİNİZ !

16.04.2013

Kentsel Dönüşüm ve İçinde Kaybolan Kadın

İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi Çalışma Gruplarından biri olan Kadın ve Siyaset Çalışma Grubunun bugünkü konuğu Dr.Serpil Eslek ..
Kadın Meclisi Bşk.Kızbes Aydın

Kadın Meclisi Başkanı Kızbes Aydın ; "kadınların bilgi ile donanımını sağlayarak güçlendirme amaçlarından ve kadın siyaset akademisinin sistematik devamı ile konuklarının kendilerini güçlendirdiğinden söz açarak kadın milletvekillerinin sayısının artırılması için kadın adaylara destek tanıtımlarının  ve birlikte yönetimin öneminden "bahsetti.
"Kadın Meclisleri toplantısı Mayıs ayında İzmir ev sahipliğinde yapılacak,amaç Kadın Siyasetçinin El Kitabını hazırlamak"
Dr.Serpil Eslek

Dr.Serpil Eslek konuşmasına Kentsel Dönüşüm adı altında rant alanları mı sağlanıyor yoksa gerçekten sağlıklı yaşam mı esas alınıyor sorusuyla başladı.
Yerel Yönetim Uzmanı,Belediyeci olan Eslek halen Bayraklı belediyesinde Teftiş Kurulu Başkanlığı görevini sürdürmekte ve önümüzdeki seçimlerde Karşıyaka Beld.Bşk.aday adayıdır.
Kentsel Dönüşümde asgarisinden yasa ölçütlerini bilmenin ve bunun üzerine politika üretmenin önemini vurgulayarak ,insanın tarih boyunca sosyal gelişiminin,barınma,konut ihtiyaçlarının,altyapı,nüfus hareketliliğinin sonucu olan kentleşmeden sözetti."Endüstrileşmenin 18.yüzyıldan sonra insanı doğa ile karşı karşıya getirmesinin sonucu olarak doğanın dengesi insan tarafından bozulmuştur ve doğa insan karşısında çaresiz kalmıştır..1985 'e kadar Bayındırlık Bakanlığı  ile Çevre İmar İl Md.lüğünde olan yetkinin yerelleşmesi sonucu - ki bu gayet mantıklı bir yaklaşımdır yasal açıdan- gelişmekte olan toplumumuzda ,Belediyelere verilen bu yetkinin aslında 'tepeden inme' yasalarla yap-boz-culuk anlayışıyla yürütülmeye çalışılırken 'olmadı yasayı kaldır ve kazanılmış hakları geri  al ' a kadar varan sonuçlara ulaşıldığı gerçeği yadsınamaz.
Mantık doğru ama altyapı hazır değil-inş.müh,mimarlar,kadro eğitimsiz ve kısıtlı olan belediyelerde,ilçe müd.lüklerinde; Bayındırlık teknik müfettişleri söz sahibi oldu ve denetim güdük kalarak -birlik odalarına karşı yöneticilerin ketum davranışları sonucu- malesef çarpık kentleşme ile bugünkü İzmir ile karşı karşıya kaldık."
Şennur Genç 
Foto:rhr

Kadın siyaset grubunun başkanı Şennur Genç bir Jeoloji Mühendisi,bağlı bulunduğu Jeo.Müh.Odasının ; imar planında jeoteknik alanda son kararı veren Bakanlık tarafından başvurularına rağmen iştiraklerinin kabul edilmediğini anlatarak bunun duyurulması gereğini vurguladı.
Sanırım önümüzdeki günlerde Facebook ortamında da bu konu gündeme getirilecektir.

"Kentsel dönüşüm planının pek çok yerde rantsal dönüşüme yol açtığını biliyoruz.
İzmir'i ele alacak olursak,halen devam eden Bornova,Buca,Bayraklı gibi bölgelerden hangi imar planları yapıldığına dair haberimiz olmuyor.
Parsellendirme ,şuulandırma yapılırken var olan itiraz hakkının ne denli sınırlı olduğu ortada.18.madde yeniden düzenlenmeli,,parselasyon planı ya ada malikleri ya da belediye tarafından yapılıyor ancak burada önemli olan 'haberinizin olması"
"Halktan yana mı ranttan yana mı sorusuyla yüzleşiyoruz.
İmar planları 30 gün süreyle asılıp ilan edilir,haberiniz olmazsa sahip olduğunuz arazi mülk üzerindeki haklarınız rant düşkünlerinin eline geçebilir-ki belediyenin her türlü faaliyetini takip eden bu kişiler lehine yapılan planlar da olabiliyor."

Annem anlatmıştı,Menemen'de zeytinlikleri olan dedesi bu ilanlardan birinde kendi  arazileriyle ilgili kararlar olduğundan haberi olmadığı için ,oldukça büyük bir zeytinlik alanı istimlak yoluyla ele geçirilmiş hazine tarafından...


"İşin acı yanı,mimar,mühendis odaları,şehir plancıları bu tür haberleri alıyor ve dava hazırlığı yaptığı halde mücadelesi yetersiz kalıyor.Odalar,sivil toplum örgütleri birlik içinde sahip çıkmalı kentlerine.
İmar affı kanunları çıkarılarak,depremde yaşanılan acı sonuçlarda belediyelere suç kalıyor ve merkezi yönetim işin içinden sıyrılıyor.Az gelişmiş ülkelerde bu çeşit bir oy avcılığı ile imarsız çarpık yapılaşmanın önü açılıyor."
Kent Konsey Bşk.Güman Kızıltan 

"Gecekondu -lar kent dokusunu bilemediğinden ,rant dokusunu oluşturuyor,,
gecekondu=kentsel dönüşüm??
nasıl oluşacak,,,anket sonucu 3 eve karşılık 3 ev isteyen-evi deniz görüyorsa 4 ev istiyor---
Halk arasında 'hamurlaştırma ' olarak bilinen 'parseli birleştir' kârlı çık- 
1989 seçiminden sonra,meslek odaları halkı bilinçlendirdi; 90.lı yıllardan beri süregelen mahkemeler var."


"Kentsel dönüşümde uygulanabilirlik faktörü , bölge insanının ikna edilmesi ile doğru orantılı.
Çevre bilinci oluşturulmalı,sivil toplum örgütlerinin görevi çok fazla.
Merkezi müdahaleler altyapı sorunu çözememiş yerel yönetimleri zorluyor."

Çay molası)) 

"Kentsel dönüşüm bir ana kanun,,meralar,kültür varlıkları koruma kanunları,boğaziçi kanunları-nın üzerinde bir kanun...
Tavizler verilebilecek,kanun uygulayıcı sırasıyla;
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Büyükşehir Belediyeleri(Bakanlık onaylı)
Toki "



"Yerellik merkezi yönetime dönüşme yolunda...
Riskli Bölgeler; Belediye meclisleri,kültür bakanlığı,afet ve acil durum başkanlığı görüşü ile tesbit edilir...
Rezerv yapı alanları Bakanlık yetkisinde(maliye bakanlığının görüşü alınır!!
Tek yetkili Toki 'dir !!!
30 yıl öncesi ve 2002 öncesi binalar riskli kapsamına girer,,
yaşanan her 4 büyüklüğündeki depremde bina binde 15 oranında yıpranma yaşar.."
Katılımcıların kentsel dönüşümde kendi bölgeleriyle ilgili soruları oldu....

"Riskli yapıları malikler tesbit ettirecekler,lisanslı inş.,müh.,jeo. odaları,kurumlarına.Belediye yapı sahibinden tesbiti alıp bakanlığa gönderiyor.
İtiraz kabul edilirse ,değer tesbitlerinde dava açma kararı verilebiliyor ancak geri dönüş sınırlı..
Önümüzdeki dönem kentsel dönüşümdeki haklarımız konusunda daha bilinçli olacağız..
Kentsel dönüşüm kanunu yeniden düzenlenmeli,,itiraz hakkı var ancak mahkeme 6 ayda maliklerin aleyhine davayı bitiriyor(((
Anlaşamayan hisse sahiplerinin açtığı davalarda , bakanlık sizi haksız görürse hissenizi satın alma hakkı var.İzale-i şuu oldukça adil bir yöntem,,,,bu ise tepeden inme bir karar..."

Bayraklı,Smyrna bölgesindeki küçük hisse sahipleri,büyük hissedarlar tarafından adeta yutuluyor..Hissedarların en az 2/3 lik  çoğunluk kararına katılmayan malikler ekarte ediliyor((

Anlaşma ile tahliyede kira bedeli alma hakkı var.
Belediye arkasına halkın gücünü aldığında , bu tür tepeden inme kanunlarda uygulanabilirlik daha mantıklı ve adil olacaktır..
Hazine dışı arazilere Bakanlık bu kanunla doğrudan Toki'yi görevlendirerek, el koyuyor..((
Yeni plan proje dahilinde,,muvafakat olmaksızın araziler Bakanlık talimatıyla resen tapuya telkin edilebiliniyor.Riskli alandaki binalar da..((
Bu durumda sivil toplum örgütleri,yerel yönetim ve halk karşı durmak zorunda...
Meralar,doğal sit alanları da aynı tehdit altında...
Büyükşehir Belediye kanunları çıkarıldı ve -ülke genelinde 29 adet- belde ve köyler ortadan kalktı..(
Torbalı,Sasalı gibi değerli orman köyleri ortadan kalktı,,mahalle oldu....
Vergi muafiyeti süreleri geçici-5 yıl sonra ne olacağı belli değil..
Kentsel dönüşüm planları kadınların gıyabında çıkıyor,Feodalizm.de var olan sistem Tarla ve Kadın,,burjuvasizm ve gecekondu,sonrasında kentsel kadın...
savaşlarda en az zarar görebilme mücadelesinde farklı bir kadın görüyoruz,erkeğinin yanında yer alan..sonucunda Cumhuriyet döneminde kadın hakları verilerek patlama yaşanıyor..ancak 1945 lerde göç başladığında kadının kentsel yaşamda hiçbir söz hakkının olmadığı,uyum sürecinde yaşadığı zorluklar,kentsel dokunun kendisini ilgilendiren hizmet alanından hiç pay alamadığı gerçeği sorun olarak çıkıyor..
İzmir nüfusu 3.8 milyon,,% 49,9 erkek...Meclis üyesi kadın %28 oranıyla genelde fazla gibi dursa da yeterli değil.."""
Kızbes Aydın'ın arada bir saptaması oldu ki hiç de haksız değil,,'erkek kafalı kadın' işbirliğinin,yönetime katılmasının kadınlara fayda getiremeyeceğini savunuyor..
Toplumun gelişmişlik düzeyi ile de ilgili bir durum,Feodal düzende yaşayan çağdaş görünümlü toplumlar da var.
Göç eden ve uyum sağlamaya çalışan 'kayıp kadın' larımız..
2008 de yapılan istatistik sonuçlarına göre dünya kadın nüfusunun yarısından fazlası kentte yaşıyor,,,
2030 da bu rakam 5 milyara ulaşacak...
Kendi isteği ile göç eden kadın % 12 oranında----
Göçte kararı erkek ve erkek tarafı alıyorken kadının takılarıyla bu göç sağlanıyor."
Kızbes Aydın Yine bir saptama yaparak,"Feodalizm yerini Kapitalizme bırakmıştır,kadının ve erkeğin kent hizmetlerinden etkileşimi farklıdır; evinin önü asfalt olan kadının  ve erkeğin farklı etkilendiğini görürüz."
"Kırsal kesimde "açık aile" dediğimiz bir yaşantısı olan kadın; yani komşularıyla sosyal ilişkileri yoğun olan,çocukları serbestçe bahçede oynayabilen,sorumluluğu bu açıdan az olan kadın,isteği dışında kente göçtüğünde hem 'kapalı aile'yapısına hapsoluyor, hem de çocuklarının güvenliğini sağlama yolunda sorumlulukları artıyor.Ve kocaya bağımlılık arttığı gibi,,erkeğin işi gereği sosyal hayatın içinde olup da kentsel kadını gözlemlediğini düşünecek olursak,bundan dolayı--benim eşim böyle olmasın,baştan çıkmasın anlayışıyla-- kadına yönelik şiddet artmakta((((   "
Kızbes Aydın'ın bir diğer önerisi,,toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe oluşturulması-belediye bazında--
"Kadın da hakları konusunda sesini artırdığı ölçüde şiddet görmekte..
Göç eden kadınlarla ilgili Gazi Üniversitesinin 7-8 yıl önce yaptığı bir araştırma sonucu bu kadınların % 81 nin en fazla ilkokul mezunu olduğu ve kente göçerek kendi adına bir adım yol katedemediğini gösteriyor.....
%18 .i eşinden dolayı sağlık sigortasına sahip..
% 77 .si çalışmıyor...
Kentsel kadın ve göçle kentleşen kadın erkek yaşamına adapte olmuş kadınlardır.."

"Kadın dostu kentler oluşturulmalı,kadın kadının düşmanı olmamalı,kadın önce kendi zihninde devrim yapmalı,,,
Kadınlara omuz verecek erkekleri de ortak ederek yeni projeler hazırlanmalı kadının kentsel hizmetlerden erkeklerle eşit yararlanabilmesi adına..
Eşitlik komisyonları kurulmalı...
Kentsel dönüşüm süreci mahalleler bazında oluşturulmalı...
Planlarda olmazsa olmazlar;
İşlerliği olan,diğer kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmaları olan Kültür ve Eğitim Alanları açılmalı,,,
Okul öncesi eğitim sağlanmalı,,,
Kadının ekonomik katılımı gerçekleşmeli,,,
Aile psikolojik danışmanlığı oluşturulmalı,,
Kadını kadınla barıştırmaya yönelik çalışmalar olmalı,,
Kazanırsak kadınlar olarak paylaşalım,,
kaybedersek birleşelim.......""

Konuşmasını bu sözlerle bitiren Sn.Eslek'e çok teşekkür ediyoruz))

Hiç yorum yok :